Safir Saç Ekimi

Safir saç ekimi, Fue yönteminin ileri bir versiyonu olarak karşımıza çıkmaktadır. Adını uygulama sırasında kullanılan safir bıçaklardan alır. Uygulama aşamaları diğer yöntemlerle benzerlik gösterse de safir bıçakların saç ekiminde sağladığı avantajlar bu yöntemin daha sık tercih edilmesini sağlamıştır.

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte saç ekim yöntemlerinin çeşitlendiğini görüyoruz. Uygulama sırasında kullanılan ekipmanlar da bu gelişmeye bağlı olarak değişmektedir. Örneğin safir uçlu özel bıçakların üretilmesi ve bunların saç ekiminde kullanılması oldukça yeni bir gelişmedir. Başarılı sonuçlar vermesi ve iyileşme süresinin diğerlerine göre daha kısa olması da bu yöntemin yaygınlaşmasını sağlamıştır.

Safir bıçaklar yardımıyla gerçekleştirilen bu uygulamanın en büyük avantajı doku hasarı riskinin oldukça az olmasıdır. Bu durum da hem uygulama sırasında hem de uygulama sonrasında oluşacak ağrı ve acıları minumuma indirir. Dolayısıyla iyileşme süresi de işlem sonrasında kısalacaktır. Bunun yanı sıra safir bıçaklar, daha sık ekim yapabilme özelliğiyle dikkat çeker. Daha doğal bir görünüm yakalanmasına yardımcı olan bu durum kelleşmenin yoğun olduğu bölgelerde de başarılı sonuçlar alınmasında oldukça etkilidir. Hastada görülebilecek tüm komplikasyonları minimuma indiren ve dolayısıyla konforlu bir iyileşme dönemi sağlayan safir bıçaklar tüm bu avantajları sebebiyle sıklıkla tercih edilmektedir.

Her yöntemde olduğu gibi safir saç ekiminde de doğru kliniğin ve uzmanın seçilmesi oldukça önemlidir. Genel olarak uygulama sonrası başarılı sonuçlar vermesiyle bilinse de yöntemin kalıcılığı uygulama sırasındaki dikkat ve özene bağlıdır. Hastanın cilt ve saç tipi iyi analiz edilmeli ve olası riskler uzman tarafından göz önünde bulundurulmalıdır.

Yaşları 18 ile 80 arasında değişen herkes bu saç ekim yönteminden diledikleri zaman faydalanabilir. Ancak hastanın genel sağlık durumu mutlaka bu işlemin yapılmasına elverişli olmalıdır. Eğer hastada kronik rahatsızlıklar ya da ani gelişen hastalıklar varsa işlem öncesinde uzman bu konu hakkında bilgilendirilmelidir. Uzman, hastalıkları kontrol altına altığında uygulamaya başlamalıdır. Aksi durumda işlemden elde edilecek verim düşebilir ve uygulama sonrası iyileşme süreci sancılı geçebilir. Bunun için hem uzmanın hem de hastanın birbirine karşı dürüst olması başarılı sonuçların alınabilmesi için oldukça önemlidir.